Gerçek yaratıcılık geceleri ortaya çıkar. İşten sonra stres atmak olsun, gece yürüyüş yapmak olsun, yarı uykuluyken gelen ve yatağın kenarına bir not defteri koymayı zorunlu hale getiren düşünceler olsun, yıldızlı gökyüzünün insanı yaratıcılığa iten bir yanı var. Ay ışığında dur durak bilmeden bilgii kovalayan Diana içinse gece ev demek.
Sessions serimizin ikinci bölümü Sessions: Diana, yaratıcılığın mümkün kılacağı bir dönüm noktasına ulaşmak için geceleri yapılan yolculukları konu alıyor. Düşüncelere dalmış Diana, yanında not defteriyle iki saatlik bir albüm eşliğinde vahşi doğayı keşfediyor.
Riot Games Müzik Ekibi'nin baş tasarımcılarından biri olan Beckett Snedeker-Short, "Sessions şampiyonlarımızın çok göz önünde bulunmayan insani yönlerinden ve onların iç dünyalarından esinleniyor," diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Yaratıcı süreçlerden yola çıkarak yaşamın gündelik ve bir o kadar da hayali kısımlarına dayanıyor. Şampiyonların hayatlarından samimi, dönüp kendi derinliklerine baktıkları anları keşfetmek istiyoruz."
Sessions: Diana, Temmuz 2021'de yayınlanan Sessions: Vi'ın ardından ikinci Sessions çalışması. Vi'daki rahatlama kavramı çoğu insanın epey aşina olduğu bir konu gibiydi. Vi işten sonra kanepeye kurulmuş gevşiyor ki konu o olunca gün boyu birilerinin suratını yumruklamış olması muhtemel.
"Vi'da tanık olduğumuz şey, işte geçen yorucu bir günün ardından kafa dağıtmasıydı," diye devam ediyor Snedeker-Short. "Kendisi esaslı bir dövüşçü ve karakteri açısından hepimizin aşina olduğu bir yaşam sürüyor. Ama bizim asıl keyif aldığımız kısım, bol patlamalı müzik anlarında gösterme fırsatını hep bulamadığımız bu beklenmeyen yönüydü. Yani Vi'da daha çok kafa boşaltmaya odaklanırken Diana'da yaratıcılığı serbest bırakan bir gece yürüyüşüne eğildik.
Hem Vi hem de Diana için animasyonlar, True Damage'ın Giants ve VALORANT Champions Tour'un Die For You videolarında da çalışan İngiliz animasyon stüdyosu The Line tarafından hazırlandı. Vi'ın animasyonu döngü içinde tekrara giderken Diana'nınki daha doğrusal bir yolda hareket ediyor; Diana gece vakti bir yanında aycıllarla beraber bir dönüm noktasını arıyor ve kendini şafak vakti bir dağın zirvesinde buluyor.
Tabii odak noktamız şampiyonlar olsa da Sessions'ın temelini oluşturan şey müzik. Bu müzik türü gündelik dilde sıklıkla İngilizce "low fidelity" ifadesinin kısaltması lo-fi ile anılır. Low fidelity ilk olarak kayıtlardaki kusurlarla alakalı bir tabirken geçtiğimiz yıllarda genellikle "lo-fi hiphop" ve "chillhop" başlıkları altında bulunan düşük tempolu, rahatlatıcı müzikle özdeşleşti.
Müzik Ekibi'nde yapımcı olarak görev alan Joe Schlamme, "Lo-fi'ı böylesine havalı kılan şey de onu tanımlamanın bu kadar zor olması," diyor. "Bu sanki boş bir tuval gibi; insanlar aynı şarkıyı duysa da onunla farklı şekillerde bağ kuruyor. Öncelikli olarak, belli başlı bir türe göre müzik üretmekten çok bu özgün ve duygu dolu bağlar için fırsatlar oluşturmaya odaklandık."
Adına ne derseniz deyin, farklı sebeplerden ötürü çok büyüleyici olan bir tür. Aşırı popüler olmasına karşın, çoğunlukla ikinci bir ekran veya sekmede saatler süren seanslar halinde dinlenen bir tür. Bu da müzikleri milyonlarca kişi tarafından dinlenmiş olsa da sanatçıların çok bilinmemesi anlamına geliyor. Sessions her yeni bölümünde bu sanatçıları geri getirip yenilerini de bünyesine katmaya çalışan bir platform kurmak amacıyla tasarlandı. Sessions: Diana'ya toplamda 25 sanatçı katkıda bulundu. Sessions: Vi'da yer alan sanatçılara tarzlarıyla Diana'nın yolculuğu için mükemmel yol arkadaşları olan yeni sanatçılar da katıldı.
"Görsel ve tema gelişirken müziğin de gelişmesini istiyor ve her yeni bölümde farklı bir şey ortaya koymayı hedefliyoruz," diyor Schlamme. "Diana'da chill-wave/synth-wave esintileri taşıyan yetenekli bir grup sanatçıyı projeye dahil ettik. Bu, bize farklı tarzları harmanlayıp Diana için dinamik bir müzik yolcuğu oluşturmamıza olanak tanıdı."
Sessions'ın tek bir türe takılıp kalmayan yapısı çeşitli hisler uyandırabilir. İlham verebilir, motive edebilir, sakinleştirebilir ya da neşelendirebilir; bu tamamen kişiye ve ruh haline kalmış. Ama Sessions'ın içerik üreticileri için bilişsel faydalarının yanı sıra pratik işlevleri de var. Sessions hiçbir telif hakkı sıkıntısı teşkil etmiyor. İsteyen tüm yayıncılar oyun oynarken, sanatlarını icra ederken veya topluluklarıyla sohbet ederken Sessions müzikleri açabilir ve telif haklarından endişe etmeden yayınına devam edebilir.
Diana ve Vi'dan önce de Sessions'ın odaklandığı şey buydu; içerik üreticilerine sorgusuz sualsiz kullanabilecekleri müzikler sunmak. Yazarlar, sanatçılar ve öğrenciler için Sessions bir ilham kaynağı olabilir. Yayıncılar ve YouTube içerik üreticileri içinse arka planda bir şeylere ihtiyaç duyduklarında faydalanabilecekleri güvenli bir liman.
Schlamme sözlerine, "Sessions'ın temelinde içerik üreticileri için bedelsiz ve güvenli olması gerektiği gerçeği yatıyor," şeklinde devam ediyor. "İçerik üreticilerinin ihtiyaçlarına kulak kabartmak istiyoruz. Sessions, bir müzik kataloğu sunmak için güzel bir başlangıç ama bunu geliştirip ekosistemimizin hem içindeki hem de dışındaki tüm içerik üreticilerine destek olmalıyız. İçerik üreticiliği, beraberinde pek çok tuzakla birlikte gelen yeni bir dünya. Şu an Sessions güvenli bir liman konumunda olsa da bunu geliştirmek ve içerik üreticilerini uzun vadede destekleyecek bir topluluk ve içerik yelpazesi oluşturmak istiyoruz."
Sessions serisine Vi'dan sonra Diana da katıldı ve gelecekte bu büyüme devam edecek. Görsellerden müziğe ve oluşturulan fırsatlara Sessions'ın geleceği, Targon Dağı'nın tepesinden görülen gökyüzü kadar parlak.
"Şu anda epey serbest takılıyoruz. Herhangi bir karakteri alıp onu kendimizce yorumlayabiliyoruz," diyor Snedeker-Short. "Farklı beklentilere sahip başka ürünlere bağlı değiliz. Yani kimi seçeceğimiz, onu nasıl yorulmayacağımız, nasıl bir hikâye anlatacağımız, hangi görsel tarzı hedefleyeceğimiz ve müziğin tüm bunları nasıl tamamlayacağı gibi konularda son derece özgürüz. Falanca karakteri filanca bir bağlamda ele alın tarzında yorumlar alıyoruz. Bu esneklik ve özgürlük Sessions'ın en havalı tarafı ve bize kendimizi geliştirmek ve deney yapmak için bir hayli imkân sunuyor. Her bir çalışma özgün bir ilham kaynağı gibi görülebilir."
"Sessions, aslında yaratıcılığa yönelik bir övgü niteliğinde," diye ekliyor Schlamme. "Sadece insan olmaya ve gündelik hayatın kaçınılmaz iniş çıkışlarına kucak açıyor."
Sessions'da yaratıcılık hem konsept hem de sonuç niteliğinde. İster ay ışığının aydınlattığı bir gölün hissiyatını yakalamakla görevlendirilen bir yapımcı olun, ister galibiyet serisini korumak için zihnini zinde tutmak isteyen bir yayıncı ya da bir kıvılcıma ihtiyaç duyan milyonlarca insandan biri; Sessions, yolculuğunuzda size destek olmak için ay ışığında atacağınız her adımda yanı başınızda olacak.